Exxon Valdez Tanker Kazası Değerli okurlarımız, bu yazımda sizlere Denizcilik Endüstrisinde Deepwater Horizon kazasından sonra 2. sırada yer alan Exxon Valdez tanker faciasından bahsetmek isterim. Yazım biraz uzun olacağından, çayınızı, kahvenizi hazır ediniz.
Şüphesiz yaptığımız hatalar doğayı ve doğal yaşamı etkilemektedir. Bu hataların bazıları doğayı dolaylı yoldan etkilese de bazı durumlarda anlık olarak binlerce türün yok olmasına ve geri döndürülemez tahribatlara sebep olmaktadır.
Petrol döküntüleri, denizcilik endüstrisinde uzunca bir süredir en büyük endişelerden biri olmuştur. Sondaj kulelerini, tankerleri ve normal gemi çatışmalarını takiben oluşan döküntüler ile denizlerimizin ve okyanuslarımızın petrol esaslı hafif sıvı hidrokarbon ile kirlenmesine sebep olmakta ve çevreye on yıllarca sürecek hasarlar vermektedir. Bunlar hem ticari hem de çevresel felaketler olarak görülür.
Petrol hayatlarımıza direk ya da dolaylı yoldan hakim olmuştur. Kullandığımız ürünlerden, ulaşıma, enerjiye kadar bir çok noktada egemenliği olduğu gibi ekonomik olarak değeri de yadsınamaz. Dünya ticaretinin %90’ının denizler yolu ile taşındığı faktörü de bu yadsınamaz gerçekle birleştiğinde ortaya istenmeyen tablolar çıkabilmektedir.
O dönemde Exxon Denizcilik Firması tarafından işletilmekte olan 21 mürettebatlı, 235 bin metreküp kapasiteye sahip, 301 metre uzunluğundaki Exxon Valdez tankeri 1989 yılının Mart ayında yaklaşık 205 milyon litre petrol yüklü olarak Alaska Körfezi içerisinde yer alan Trans Alaska Boru Hattı’nın güney ucu olan Valdez Terminali’nden Long Beach, Kaliforniya’ya hareket eder, bu dünyanın en büyük felaketlerinden birinin başlangıcı olacaktır. Hareketinden kısa bir süre sonra tanker Alaska’nın Prince William Sound bölgesinde yer alan Bligh Kayalıklarına çarpar ve tankerin gövdesi yırtılarak açılır. Kabaca 40 milyon litre petrol denize dökülür. 40 milyon litre olarak belirtilse de esas döküntünün 120 milyon litreye yakın olduğu tahmin edilmektedir.
Kazanın Sebepleri
Exxon Valdez kazasına birden çok etmenin sebep olduğu raporlar incelendiğinde anlaşılmıştır. Kaza esnasında geminin kaptanı olan Joseph Hazelwood rotanın bilinen tehlikeleri olmasına rağmen dümende değildir. Görevini 3. Kaptan’a devretmiş ve dinlenmeye çekilmiştir. Dinlenmeye geçmeden önce rotayı kayalıklardan kaçınacak şekilde oluşturmuştur. Fakat üst üste yüklenen görevlerden dinlenmeye fırsat bulamayan 3. Kaptan aynı zamanda tecrübe olarak da geminin sevk ve idaresi için yetersizdir. Tüm bunlar birleşince 3. Kaptan kayalıklardan kaçacak manevrayı yapamamış ve kaçınılmaz çarpışma gerçekleşmiştir. Burada tek hata 3. Kaptanın değildir. Rotadan çıkmasındaki nedenlerden biri de bozuk olan radardır. İncelemelerde radarın kazadan bir yıl öncesinde bozulduğu ve bu süre zarfında onarılmadığı anlaşılmıştır.
İncelemelerde Exxon Denizcilik Firması’nın gemide alınması gereken önlemlerden olan buzul gözlem teçhizatlarını da temin etmediği anlaşılmıştır. Ayrıca geminin normal şartlar kullanılmaması gereken bir rota izlediği de ortaya çıkmıştır.
Davalar sonucunda Kaptan Hazelwood, ihmalkarlık ve görevi savsaklamadan ayrıca seyir esnasından sarhoş olmaktan dolayı 50000 Amerikan Doları cezaya çarptırılmış ve 1000 saat kamu hizmeti ile cezalandırılmıştır.
Döküntünün Etkileri
Çarpışmanın etkisiyle 11 tankından 8 i yarılan tankerden yaklaşık olarak 41 milyon litre petrol denize akmıştır. Kayalıklı, sürekli olmayan bir sahil şeridinde meydana gelmiş olsa da kazanın etkileri ve yayılımı devasa boyutlara ulaşmıştır. Burada acil olarak müdahalede çok geç kalınmış ve bu konudaki yetersizlik açıkça görülmüştür. Uzunca bir süre önlem alınmadığı için yağ tabakası yayılımı yüksek boyutlara ulaşmış ve kontrol edilemez bir hal almıştır. Yaklaşık olarak 2100 km’lik sahil şeridi kirlenmiştir.
Yağ tabakası yayılımı, ekosistemin barındırdığı bir çok canlıyı tehdit etmiştir. Soğuk iklim canlıları iklim değişikliği sebebiyle artan sıcaklık ile savaşırken bir de insanların hatası yüzünden hayatlarını tehdit eden bu problem ile karşı karşıya kalmışlardır.
Deniz kuşları, petrole bulanarak, su yüzeyinde mahsur kalarak, anında boğularak ölmüşlerdir. Bu kaza tahmini olarak 250000 deniz kuşunun, 2800 su samurunun, 300 fokun, 250 kel kartalın ve 22 katil balinanın (orka) canına mal olmuştur. Buna ek olarak sayısız somon ve ringa balığının ölümüne yol açmıştır.
Olayın hemen ardından, somon, yengeç, ringa balığı, kaya balığı, karides gibi deniz canlıları avı durdurulmuştur. Ticari balık avcılığında yasak 1990 yılı boyunca da devam etmiştir. Bu bölgede yaşayan bir çok kişiyi maddi olarak etkilerken, balıkçılık endüstrisinde de dolaylı yoldan etkileri görülmüştür.
Kazanın hastalık etkileri yalnızca sucul yaşam üzerinde görülmemiştir, Prince William Sound’a komşu olan kasabalarda yaşayan insanları da etkilemiştir.
Kısa dönem etkileri şüphesiz geçim kaynağı olan balıkçılıkta hemen görülmüştür. Finansal olarak balıkçılık endüstrisinin kaybı o yıl için 570-580 milyon Amerikan Doları’dır. Ayrıca kaza turizmi de engellemiş kazayı takip eden yıl içerisinde en düşük seviyelerde seyretmiş ve bölge ekonomisini oldukça fazla etkilemiştir. Turizm ile gelir sağlayan 25000 kişinin işini etkilerken, turizmde 2.5 milyar Amerikan Doları zarara yol açmıştır.
Yıllar geçmiş olmasına rağmen günümüzde bile bölge tamamen düzelememiştir. Hala Alaska sahillerinden büyük bir kısmı Exxon Valdez’den sızan petrol ile kirli vaziyettedir. Balıkçılık endüstrisi ise hala tamamen toparlanamamıştır. Kaza, beraberinde ekonomik sebepler ile dağılan aileleri ve alkolizmi de getirmiştir.
Temizlik Aşaması
Although the spill happened on March 24, it took until May for the oil to make it to some Alaskan beaches. There, the cleanup lasted long into the summer of 1989—and resumed in summer 1990. Photo by ARLIS/Alamy Stock Photo
Temizlik operasyonları büyük ölçüde başarı ile sonuçlanmıştır. Başarı ile sonuçlanmasında, yalnızca Amerikan Hükümeti’nin değil Exxon Mobil firmasının da operasyonlara destek vermiş olması önemli rol oynamıştır.
11000’in üzerinde personel, 58 uçak, 1400’ün üzerinde gemi operasyonlara katılmıştır. Operasyonlar, bazı deniz canlılarının temizlik tamamlanana kadar, can güvenliklerini sağlamak amacıyla farklı alanlara yerleştirilmesi gibi zor ve bir o kadar da karışık işlemleri de içermiştir. 1989 – 1992 yılları arasında üç yıl boyunca süren operasyonlar günümüzde bile geç çıkabilecek etkilere karşı gözlem olarak sürdürülmektedir.
Raporlara göre firma temizlik operasyonları için yaklaşık 4 milyar Amerikan Doları harcamış, bunun yanı sıra 10000’in üzerinde balıkçının ve diğer zarara uğrayanların zararlarını tazmin etmiştir. 1994 yılında Exxon firması Alaska Mahkemesi tarafından 5 milyar Amerikan Doları cezaya çarptırılmış, Amerikan Yüksek Mahkesi bu cezayı 508 milyon Amerikan Doları’na indirmiştir.
Digging into the beach at certain sites around Prince William Sound, it doesn’t take long before you strike oil. This photo was taken on Eleanor Island on July 26, 2018. Photo courtesy of David Janka/auklet.com
Temizlik aşamasında, yakma, mekanik temizlik, kimyasal çöktürücüler kullanılmıştır. Okyanusun farklı derinliklerine etki eden kirlilik hemen temizlemek için çok büyük miktarlarda olduğundan, askıda kalan büyük bir kısmı temizlenememiştir. Yüzey üzerindeki tabakanın büyük bir kısmı temizlenirken bu yüzey altı tabaka okyanusta kalmıştır ve daha uzun süreli olarak canlı hayatına etkilerini sürdürmüştür. Hatta sürdürmektedir demek daha doğru olabilir, keza temizliğe rağmen hali hazırda Alaska sahil şeridinin 81000 metre karesinin bu yüzey altı yağ tabakası tarafından kirlendiği düşünülmektedir.
Geç de olsa müdahale edilmesi ve temizlik süreçleri, şüphesiz kazanın etkilerini azaltmış olsa da etkileri geçmişte görüldüğü gibi gelecekte de görülmeye devam edecektir. Bu kaza neticesinde bir çok eksiklik görülmüş olup denizcilik endüstrisi tarafından bir takım kurallara güncellemeler getirilmiştir.
Sonraki yazılarımda, denizlerdeki yağ döküntülerinin, sızıntıların temizleme süreçlerini, ulusal ve uluslararası regülasyonları sizler ile dilim döndüğünce paylaşmaya çalışacağım.