Yaşadığımız şu günlerde arıtma tesislerinin maliyetleri hiç olmadığı kadar merak ediliyor. Ancak konuyu daha iyi anlamak için biraz başa, alıp daha geniş bakalım.
Küresel ısınma, iklim değişikliği, yeşil mutabakat konuları, iyice gündeme yerleşmelerinin ötesinde, artık gündemi belirliyorlar. Çevre kirliliği, doğal kaynakların kullanımı ve korunması ile ilgili konular daha belirgin haldeler. Bununla birlikte, susuzluk ve su kaynaklarının gittikçe azalmakta olduğu gerçeği, somut olarak hayatın doğal akışı içerisinde kendine yer buldu. Artık, gelecekte yaşanacak sorunlar olmanın çok ötesinde, “bugün” çözüm üretmemiz gereken problemler. Mevcut su kaynaklarımızın hızla kirlendiği gerçeğini de eklersek, kullanım suyumuzun ne denli azaldığı daha iyi anlaşılır. Bunlar elimizdeki saptamalar. Öyle ise bu sorunla nasıl mücadele edeceğiz.
Atıksuların Arıtılarak Geri Kazanılması Çözüm Olabilir Mi?
Öncelikle söylemek gerekir ki çözüm basit ve tek değil, karmaşık ve çeşitli yöntemlerin bir arada uygulanması ile olacak. Evsel, endüstriyel ve tarımsal kullanım için ayrı ayrı çok spesifik çözümler mevcut. Çok kaba bir genelleme yapacak olursak azaltma yani tasarruf ve geri kazanım yani yeniden kullanım başlıca çözüm adımları olacaktır. Burada ele alacağımız konu Atıksuların arıtılarak geri kazanılması ve tekraren kullanılmasının nasıl yapıldığı ve maliyetlerinin nasıl öngörüldüğü olacak. Bunu anlatmadan önce atıksuların nasıl oluştuğuna bakalım.
Atıksuların Kaynakları Nelerdir?
Kaynaklarına göre başlıca iki tür atıksu vardır. Evsel atıksu ve endüstriyel atıksu. Evsel atıksular kaynakları sebebiyle kirlilik yükleri çok değişmeyeceği için daha çok miktarları ile değerlendirilip ona göre çözüm üretilir. Burada paket arıtmalardan kentsel arıtma sistemlerine kadar tüm evsel atıksuların arıtıldığı tesislerden bahsedilebilir. Ancak, kentsel arıtma tesislerinin tasarım aşamasında bölgenin endüstriyel altyapısı ve bunun atıksu karakteristiğine etkisi tasarım aşamasında dikkate alınmalıdır. Bir önemli konuda evsel atıksuların geri kazanıldığında hangi amaçlarla kullanılacağıdır. Bu da proje ve yatırım maliyetlerini etkileyici önemli bir unsurdur.
Endüstriyel Atıksu Arıtma ve Geri Kazanım Sistemleri Maliyetleri
Evsel ve kentsel atıksu arıtma sistemlerinde ve buna bağlı olarak bu suların geri kazanımlarında genel bir projeksiyon yapmak daha kolay olmakla birlikte, endüstriyel atıksuların arıtılarak geri kazanılması biraz daha karmaşık ve detaylı bir süreç gerektirir. Öncelikle eski alışkanlıklarla, atıksuların arıtılarak deşarj edilmesi için gerekli kriterler, giriş suyunun kirlilik yükü atıksuyun niteliği, debisi ve alıcı ortam ya da kanal deşarj standartlarına, bir atıksu arıtma tesisinin maliyetini oluşturan ana tasarım kriterleri olarak bakılırken, arıtılan suyun yeniden kullanılacak olması bakış açımızda bazı değişiklikler yapmamızı zorunlu kılar. Atıksuyun analiz değerleri ve kirlilik yükünden önce atıksuların kaç farklı işlemden kaynaklandığı ve bunların ayrı ayrı ele alınıp arıtılması ve geri kazanılması gerekliliği hatta suyun dışında geri kazanılabilecek hammadde olup olmadığı varsa nasıl geri kazanılabileceği değerlendirilmelidir. Ancak bundan sonra kaç farklı proses ve her bir proses için ne büyüklükte tesisler sistemler yapılacağına karar verilebilir.
Atıksuların Arıtma Tesislerin Tasarımı Titiz Bir Süreçtir
Burada yapılabilecek bir tasarım ihmali, düğmelerin baştan yanlış iliklenmesi anlamına gelir ve sıkça görülen, geri kazanılan suyun üretimde kullanılması kriterlerini sağlayacak kalitede olmaması sonucu ortaya çıkar. Bu sorunun bir başka tezahür şekli ise başta ön görülenden çok daha pahalıya ek üniteler, membranların ilaveten kullanılmasıdır ki problem çözmekten çok daha yeni problemlere neden olur. Bu aşamada konsantre atık problemleri tüm prosesleri tehdit eder. Bu sorunlar hali hazırda birçok geri kazanım tesisinde yaşanmakta ve bazı durumlarda olması gereken ve ekonomik çözüm dururken pahalı çözümsüzlüklere yol açmaktadır. O halde planlama ve projeksiyon yaparken atıksuyun kaynaklarının çok iyi değerlendirilmesi ve proses tasarımına doğru noktadan başlanması maliyeti düşürücü en temel faktördür. Buradan itibaren süreçleri hızla gözden geçirelim. Atıksu kaynakları ve kirlilik yükleri belirlendikten sonra fiziksel prosesler her bir kaynağın ve atıksuyun yapısına göre uygulanmalıdır. BOI/KOI oranları ve atıksuların biyolojik parçalanabilirliği iyi tespit edilmeli ve biyolojik prosesler gerektiren tüm atıksular öncelikle biyolojik prosesler ile arıtılacak şekilde tasarım yapılmalı. Ancak membran ve filtrasyon yöntemlerinin bu kadar gelişip yaygınlaştığı günümüzde, hazır kalıp çözümler değil, suyun özellikleri ve ne amaçla tekrar kullanılacağı göz önünde bulundurularak her bir süreç için detaylı yeniden gözden geçirme ve kontrol prosedürleri uygulanmalıdır. Nihayetinde fiziksel kimyasal, biyolojik süreçler ve membran filtrasyon proseslerinin dikkatle ve en uygun, optimum projeksiyonla yapılması beklenen sonuç olmalıdır. Bunları yaparken atıksuyun miktarını da dikkate almalı, miktar ya da debi nedeniyle prosesler arasında geçişkenlikler olabileceği unutulmamalıdır.
Atıksu Arıtma Tesislerinin İşletme Maliyetleri
Tüm tasarım süreçlerinde baştan sona kadar akılda tutulması gereken anahtar faktör, arıtma tesislerinin işletme maliyetleridir. Bir tasarım ancak işletme maliyetleri ile optimize edilebilir. Suyun gittikçe artan maliyetini de göz önüne aldığımızda en ekolojik ve ekonomik çözüm geri kazanımdır. Bununla birlikte tesisin "sürdürülebilirliği" için geri kazanılan suyun maliyeti ve suyun maliyeti arasındaki farkın büyüklüğü çok önemlidir. Bu fark bize tasarımın doğruluğu, toplam maliyet ve en önemlisi sürdürülebilirliği veri olarak sunacaktır. Bir arıtma tesisinde enerji giderleri işletme maliyetlerini etkileyen en önemli unsurlardan birisidir. Bu nedenle işletme maliyetlerini düşürmek için öncelikle düşük enerji tüketen ekipmanlar seçilmelidir. Böylece hem karbon ayak izi azalacak hem de tesisin ekonomik geri dönüşüm süresi kısalacaktır. Bir diğer önemli kısım olabildiğince az insan gücüne ihtiyaç duyulmasıdır. Böylece, işletme maliyeti düşürülmüş olacak bununla birlikte insan kaynaklı hatalar da minimize edilmiş olacaktır. Ayrıca bakım giderleri ve sarf malzeme giderleri de bir arıtma tesisi işletmesi için önemli giderlerdir. Ekipmanlar seçilirken en ucuz olan değil optimum olanlar ve işletme giderleri, düşük olanlar seçilmelidir. Kimyasal giderleri çamur atık vb. giderler ilk başta çok iyi analiz edilerek öngörülmelidir. Unutmayalım doğru tasarım, ilk adımda başlar ve son adıma kadar devam eder.