İnsanların içmede binlerce yıl kullandığı su, artık temizlenmeye muhtaç hale geldi.
1950’li yıllarda yapay reçine sistemi ile suyu yumuşatma yollarına gidildi. Dünyanın son çeyreğindeki hızlı sanayileşme, tarımsal faaliyetlerin artması, endüstrinin gelişmesi, şehirlerin büyümesi, küresel ısınmanın getirdiği çölleşme, içme suyunun içinde ağır metallerin, kimyasal maddelerin çoğalması, insanlarda bir takım hastalıkları da beraberinde getirdi. Böylece suyun moleküler olarak temizlenmesi gerektiğinin önemini ortaya çıkmış oldu.
Su arıtma cihazları her geçen gün evlerde daha fazla kullanılmaya başlandı. Teknolojinin yardımıyla geliştirilen yeni nesil filtre sistemleriyle donatılan bu cihazlar, damacanayla satılan sulara karşı önemli bir pazar oluşturuyor. Ancak arıtma cihazlarının doğru seçilmesi ve doğru kullanılması kritik öneme sahip.
Su arıtma cihazlarının zararları konusunda söylenebilecek çok fazla bir şey bulunmamaktadır. Ülkemizde ve dünyada endüstrileşme, tarımda ilaçlama, alt yapıların kötü olması ve kuraklıkla birlikte içilebilir sular azaldığı gibi diğer yandan da içilemeyecek derecede kirlenmiştir. Ve insanoğlu içinde bulunduğu duruma çözüm üretip, daha ilkel su temizleme filtreleri üretmiş fakat kirliliği temizlemede bu da yeterli olmamıştır.
Belirli su kaynaklarından sular alınarak daha uzak noktalara damacana ile taşınarak ulaştırılmaya çalışılmıştır. Bu durum ülkemizde büyük bir sektör haline gelmiştir. Ama damacana polikarbona bisfenol-a maddesi eklenerek elde edilmektedir. Hormon bozucu olan bisfenol-a maddesi polikarbonu sert ve kırılmaz hale getirmektedir. Böylece suyun taşınması ve damacanın yıllarca kullanılması mümkün olmaktadır. Bu tehlikeli karışımın normalde kullanılabilmesi için güneşle, ısıyla ve aşırı soğukla temas etmemesi gerekmektedir. Çünkü ısındığında polikarbon kendini salarak karışımdaki hormon bozucu bisfenol-a maddesi suya geçmektedir. Bu da kimyasal maddeyi doğrudan vücudumuza almamıza yol açmaktadır.
Gelişen teknolojiyle üretilen filtre sistemleri, su arıtma cihazlarının damacanalar karşısında öne geçmesini sağladı. Yeni nesil su arıtma cihazları, farklı filtre sistemleriyle şebeke sularını tamamen temizliyor, mineral yönünden zenginleştiriyor.
Su arıtma cihazı seçerken diğer bir önemli konu ise servis ve satış sonrası hizmettir. Başta filtre değişimi başta olmak üzere tüm servis ve satış sonrası hizmetlerin kontrol edilmesi oldukça önemlidir. Su arıtma cihazı aldıktan sonra ise en az 6 ayda bir bakımının yapılması ve filtrelerin değiştirilmesi gerekmektedir. Cihazların uzun süreli kullanılmaması durumunda ise cihazın filtrelerinin kesinlikle değiştirilmesi gerekir. Aksi takdirde mineral bakımından zengin olmayan ve filtreleri kirlenmiş bir arıtma cihazından temiz su içmemiz mümkün olmayacaktır.
Özetle, “evlerde arıtma kullanılmalı mı?” sorusuna verilecek net cevap şudur: filtrelerin temin edildiği yer, yapılan bakımları, hangi teknolojinin kullanıldığı oldukça önemlidir. Bunların biri eksik olduğu takdirde arıtma cihazları tüm avantajını kaybetmekte ve önemini yitirmektedir. Gerekli kontrol ve takipler altında doğru yerden alınan arıtma cihazları içme suyu kaynaklarımızı korumaya yönelik çok önemli bir yöntem olmakla birlikte kullanılabilir bir içme suyu kaynağıdır.